Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

New Jersey'de onaltı  yaşında bir çocuk, eve son model bir Porsche otomobille gelince, anne ve babası çığlık atarcasına bir sesle bağırarak sordular:

- O arabayı nereden buldun? Kimin arabası o?

Onaltı yaşındaki çocuk, anne ve babasını sakin bir biçimde yanıtladı:

- Bu arabayı herhangi bir yerden bulmuş, getirmiş değilim, dedi. Bu araba benim, onu bugün satın aldım.

Anne ve baba bu kez, çığlıktan da yüksek bir sesle sordular:

Oy ver:
loading
3.5(4 oy)

Evliliklerinin üstünden henüz bir ay geçmiştir. Mutlu koca, genç ve güzel karısına sarılır:

- İlk aşk ne kadar tatlı, ne heyecanlı değil mi sevgilim?

Kadın:

- Evet sevgilim! Ama seni tanıdığıma da memnunum!!!

Oy ver:
loading
2.5(3 oy)

İngiltere'nin saygın kız kolejlerinden birinde biyoloji öğretmeni öğrencilerden Miss Perkins'e sordu:

- Söyle bakalım, uyarıldığında on katına kadar büyüyen organ hangisidir?

Öğrenci yüzü kızararak:

- Bana bu soruyu sorduğunuzdan ailemin haberi olacak!

Öğretmen başka bir öğrenciye döner ve siz cevaplayın Miss Sarah. Sarah "Loş ışıkta gözbebegi!" yanıtını verir. Öğretmen teşekkür ettikten sonra Miss Perkins'e döner ve:

Oy ver:
loading
2.5(12 oy)

Salamon'un isleri kötü gidiyor, oturup Amerika'daki arkadaşı Mison'a mektup yazıp akıl danışıyor. Aldığı mektupta:

- Elinde ne var ne yoksa sat, Amerika'ya gel! diyormuş Mison.

Salamon neyi varsa satmış. Tek oda bir dükkânı varmış, her ihtimale karşı bu kalsın demiş. Karısı Rebecca'yı bırakıp üç beş kuruş da harçlık verip, Amerika’nın yolunu tutmuş. Aylar geçmiş Salamon'dan nihayet bir mektup gelmiş. Şöyle diyor:

Oy ver:
loading
3(10 oy)

Zengin Arap şeyhi, kâhyasıyla Paris'e gelmiş, sokakta geziyordu. Paris'in en büyük caddesinde yürürken sıkıştılar. Görünürde tuvalet yoktu. Şeyh daha fazla dayanamayacağını anlayınca, üstündekileri çıkarıp kâhyaya verdi. Caddenin kenarına eğildi. Oracıkta önemli gereksinimini giderdi. Tam o anda polis çıkıverdi karşılarına... Polis, şeyhe yaklaştı, hareketinin çok ayıp olduğunu, uygar bir kentin ortasında böyle bir işin yapılamıyacağını söyledi. Fransızca anlamadığını görünce, işaretle anlattı. Sonra makbuz defterini çıkardı. Yazdığı cezayı gösterdi: 100 Euro...

Oy ver:
loading
3(2 oy)

Sayfalar