Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Fadime ile Temel Büyükada'ya gezmeye gitmişler. Tam da bir umumi tuvaletin önünden geçerken, bir martı Temel'in kafasına pislemiş. Fadime:

- Temel'im demiş. Ben şu tuvaletten biraz tuvalet kağıdı getireyim!

Temel:

- Haçan cerek yok Fadime demiş. Kuş çoktan uçtu cittu!...

Oy ver:
loading
4.5(32 oy)

Adamın biri tıra tavuk yüklemiş. Türkiye'den Almanya'ya götürmek için yola çıkmış. Adamın yanına papağanını da almış. Papağan bir içeri, bir dışarı uçuyormuş. Adam yol kenarında otostop yapan genç bir kızı durup almış. Kız çok güzelmiş. Kız camdan bakarken bir ses duymuş:

- Bir öpücük ver, vermezsen seni aşağıya atarım!

Kız:

- Utanmıyor musun babam yaşında adamsın, diyerek adamı terslemiş.

Adam gayet sakin, ne oluyor havasında yoluna devam etmiş. Biraz sonra bir daha:

- Bir öpücük ver, vermezsen seni aşağıya atarım!

Oy ver:
loading
4(41 oy)

Temel bir gün bara gitmiş. Barmene bir bira ne kadar diye sormuş barmen de 250000 lira demiş. Temel cebinden 10000lik madeni paraları çıkarmış ve üst üste dizmiş sonra elinin tersiyle paralara vurmuş. Paralar etrafa yayılmış ama barmen sesini çıkarmamış. Ertesi gün Temel tekrar aynı bara giderek barmene bir bira ne kadar diye sormuş barmen gene aynı cevabı vermiş 250000 lira Temel bu sefer cebinden kağıt 500000 lik çıkarıp parayı masanın üstüne koymuş. Barmen de dünden kalan hıncını almak için paranın üstünü madeni paraları üst üste dizip elinin tersiyle vurarak vermiş.

Oy ver:
loading
3.5(45 oy)

Küçük Salamon, okuldan iki gözü iki çeşme dönmüştü. Babası, niye ağladığını sorunca hıçkıra hıçkıra cevap verdi:

- Öğretmen ahlak nedir? diye sordu. Bilemediğim için bana sıfır verdi.

- İyi etmiş. Öğrenseydin, dedi babası. Gel sana anlatayım, dinle. Mesela, bir müşteri geldi dükkana, mal aldı. Giderken de içi para dolu cüzdanını unuttu. İşte ahlak burada başlar. Bu cüzdanı ne yapacağım? Yalnız kendime mi saklayacağım yoksa ortağımla mı paylaşacağım?

Oy ver:
loading
4(28 oy)

Bir gün Hoca, yol üstü bir hana inmiş. Nuh Nebi’den mi kalmış, Kalubela’dan mı? Her ne ise… Her tarafı delik deşik olmuş; adeta çökmeye bir başı kalmış. Hoca’nın yüreğine bir korkudur düşmüş ama ne desin? Nihayet bir söz arasında:

- Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor be, beşik mi mübarek? diyecek olmuş...

Ama hancı baba hiç oralı olmamış; sözü şakaya boğarak:

- Ağzını hayra aç Hoca, bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil; tavan tahtaları Hakk Teala’ya tespih çekiyor! demiş.

Hoca’nın közü küllenir mi? Gözlerini hancının gözüne dikerek:

Oy ver:
loading
4(39 oy)

Sayfalar