Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Miami de üstü açık spor arabasıyla gezen sarışın afeti trafik polisi durdurur...

- Hanımefendi ehliyetinizi görebilirmiyim?

- Nedir o?

- Hani araç kullanırken yanınızda taşımanız gereken belge, kredi kartı boyutlarında ve üzerinde resminiz olur.

- Sarışın bayan çantasını aracın koltuğuna boşaltır ve ehliyeti bulur ve memura uzatır.

- Hanımefendi ruhsatı görebilirmiyim?

- Oda ne?

- Tabiri caiz ise aracınızın kimlik kartı. Genelde torpido gözünde bulunur.

- Bayan torpido gözünü bulur ruhsatı uzatır.

Oy ver:
loading
3.5(12 oy)

Temel ile Dursun beraber büyümüş, Trabzonlu iki dostmuş. Aynı kulede oturuyorlarmış ama Temel 1. katta, Dursun 100. katta... Bu yüzden pek görüşemiyorlarmış(!) Bir gün yolda karşılaşmışlar. Dursun demiş: "Temel uşağum özledim senu. Goruşelum." Temel de kabul edince ertesi gün buluşmayı kararlaştırmışlar.

Biri 100 kat çıkmayı diğeri 100 kat inmeyi istemeyince 50. katta buluşmaya karar vermişler. Dursun kararlaştırdıkları saatte 50. kata asansörle inmiş. Beklemiş... Beklemiş... Beklemiş... Temel yok!

Oy ver:
loading
4.5(12 oy)

Bir gün Hoca, yol üstü bir hana inmiş. Nuh Nebi’den mi kalmış, Kalubela’dan mı? Her ne ise… Her tarafı delik deşik olmuş; adeta çökmeye bir başı kalmış. Hoca’nın yüreğine bir korkudur düşmüş ama ne desin? Nihayet bir söz arasında:

- Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor be, beşik mi mübarek? diyecek olmuş...

Ama hancı baba hiç oralı olmamış; sözü şakaya boğarak:

- Ağzını hayra aç Hoca, bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil; tavan tahtaları Hakk Teala’ya tespih çekiyor! demiş.

Hoca’nın közü küllenir mi? Gözlerini hancının gözüne dikerek:

Oy ver:
loading
4(39 oy)

Bir sarışın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. İtfaiye hemen olay mahaline gelmiş, gerekli cihazları cıkarmışlar. Çatıdan atlayanları tutmak için yanlarında getirdikleri çarşafı tuttuktan sonra çatıya doğru seslenmişler:

- Atla... Bu tek sansımız!

Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış. İtfaiyeciler tekrar çatıya seslenmişler:

- Hadi atla! Yoksa kurtulamayacaksın!

Oy ver:
loading
4(7 oy)

Salamon'un isleri kötü gidiyor, oturup Amerika'daki arkadaşı Mison'a mektup yazıp akıl danışıyor. Aldığı mektupta:

- Elinde ne var ne yoksa sat, Amerika'ya gel! diyormuş Mison.

Salamon neyi varsa satmış. Tek oda bir dükkânı varmış, her ihtimale karşı bu kalsın demiş. Karısı Rebecca'yı bırakıp üç beş kuruş da harçlık verip, Amerika’nın yolunu tutmuş. Aylar geçmiş Salamon'dan nihayet bir mektup gelmiş. Şöyle diyor:

Oy ver:
loading
3(10 oy)

Sayfalar