Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Yaşlı horoz, kümese yeni gelen ve hemen icraata başlayan genç horozun yanına yaklaşıp "Hoşgeldin evlat" demiş. "Biliyorum... Benim günlerim artık sayılı... Genç ve kuvvetli bir horozu varken sahibimiz beni yaşatmaz... Senden, ölmeden önce son bir istekte bulunabilir miyim?" Genç horoz, karşışında ezilip büzülen yaşlı horoza acıma ve küçümsemeyle bakmış. "İsteğiniz nedir efendim?" Yaşlı horoz, kümesin dip taraflarındaki tavuklardan birini göstererek, ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmasına devam eder:

- Şu benim en çok sevdiğim tavuk.. İzin ver de ona son bir kez yaklaşayım...

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Padişah ile vezir tartışmaya başlamış. Padişah, vezire:

- En büyük ve en güçlü olan benim. Sen benim emrimdesin! demiş.

Vezir:

- Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun, diye itiraz etmiş.

Tartışma uzayınca padişahla vezir, bir çobanın yanına gitmişler ve konuya hemen girmemek için çobana sormuşlar:

- Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?

Çoban şaşırmış şaşırmasına da, soranlar da padişahla vezir.

- İneğim! demiş.

- Keçin mi büyük, öküzün mü?

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Napolyon akıl hastanesini ziyarete gider. Delinin biri yanına gelir:

- Babalık sende kimsin?

- Ben Napolyonum!

- Üzülme... Bende de böyle başlamıştı!...

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Delinin birisi hastaneden taburcu olacakmış. Son muayene için başhekim gelir. Deliye sorar:

- Elin nerede?

Deli gösterir.

- Bacağın nerede?

Deli yine gösterir.

- Burnun nerde?

Deli yine gösterir.

Baş hekim doktorlara: "Bırakın!" emrini verir ve çıkar. Hekim çıktıktan sonra deli göbeğini gösterir ve:

- Bende bu kafa varken tabi salıverirsiniz, der.

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Üç sinek birgün otele gitmişler. Resepsiyondan bir oda istemişler. Resepsiyon: "Oda kalmadı!" demiş. Sineklerin biri paspasın altına, diğeri ise lavabonun içine, ötekisi de tuvaletin içine girmiş. Sabahleyin hepsi biraraya toplanıp konuşuyorlarmış. Paspasın altına giren sinek:

- Hiç rahat edemedim! Gelen geçen üzerime bastı, demiş.

Lavabonun içindeki:

- Hiç rahat edemedim! Gece çok yağmur yağdı, demiş.

Tuvalete giren sinek ise:

- Hiç rahat edemedim! Gece hava bozdu; önce gök gürültüsü, sonra yağmur, sonra kar!...

Oy ver:
loading
4(41 oy)

Sayfalar