Fıkralar

Yaşlıca bir bayan evindeki koltuğunda oturmuş, geçmiş hayatını gözden geçirirken, birden bir peri karşısına çıkıverir. Ona üç dilekte bulunabileceğini söyler.

- Peki! der yaşlı kadın. Zengin olmak istiyorum!

Peri bir el hareketiyle kadının koltuğunu som altına çevirir.

- İkinci olarak ta güzel ve genç bir prenses olmak istiyorum! der.

Birden başında paha biçilemez bir tacı olan dünya güzeli bir prenses oluverir.

- Üçüncü ve son olarak ne istersin? diye sorar peri... Yaşlı Kadının Üç Dileği hakkında devamını oku »

Hoca'nın canı et yemeği istemiş bir gün. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş. "Akşama güzelce pişir bunları" demiş hanımına. Ne var ki o gün eve hanımı misafirleri gelmiş. Kadıncağız eti pişirip onlara ikram etmiş. Akşam da bir tarhana çorbası çıkarmış. Hoca'nın önüne. "Et nerede?" demiş Hoca. Kadın doğruyu söyleyeceğine bir yalan kıvırmış.

- Eti kedi yedi, demiş.

- Getir şu kediyi bakalım demiş Hoca. Sonra teraziyi çıkartıp kediyi tartmış.

Bakmışlar ki tam iki kilo geliyor. Hoca hanımına sormuş: Kedi Nerede? hakkında devamını oku »

Bir evli çift akşama evlerinde dostlarına bir parti vereceklermiş... Kadın herşey mükemmel olsun diye bütün gün sağa sola koşturmuş… Yemekler, sofra, ev herşey hazırlanmış, konukların gelmesine 2 saat kala kadın birden:

- Aaaaa!!! demiş; Salyangozları unuttuk!!! Kocacığım hadi ne olur sahile gidip biraz toplayıver hemen hazırlayayım! Salyangoz hakkında devamını oku »

Adamın annesini ve babasını "Canice öldürmek" suçundan yargılanıyormuş. Bütün deliller gayet açıkmış. Deliller, tanık ifadeleri derken... Hakim ağırlaştırılmış müebbet hapis kararını açıklamadan önce sanığa sormuş:

- Karar açıklanmadan önce son bir sözünüz var mı?

Adam boynunu bükmüş:

- Benim gibi öksüz ve yetim bir insana acıyın hakim bey!

İlkokula giden küçük Temel'i, öğretmeni sözlüye kaldırıp sormuş:

- Söyle bakalım Temel; 1881 de ne oldu?

- Atatürk doğdu öğretmenim.

- Aferin. Peki, 1920'de ne oldu?

- Atatürk 39 yaşına bastı öğretmenim!...