Fıkralar

İki Kırşehir'li, Ankara'ya düğüne gitmişler. Tabii ki gece yarılarına kadar içmişler zil zurna sarhoşlar. Sabaha karşı geri dönmeye karar vermişler. Ankara çıkışında trafik polisi çevirme yapıyormuş. Bunlarıda çevirmişler. Polis ehliyet ruhsat sormuş, bunlar hemen vermişler. Ama acayip içki kokuyorlar. Polis:

- Size ceza keseceğim! demiş.

Polis, bunların bilinçlerinin hala açık olup olmadığını anlamak için sormuş: İstiklal Marşını Kim Yazdı? hakkında devamını oku »

Öğretmen öğrencilere sormuş:

- Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde niye cehenneme gönderiyor?

Çocuğun birisi öğretmenin sorusuna soruyla cevap vermiş:

- Öğretmenim siz bizim 5 almamızı istediğiniz halde, niye sınav yapıyorsunuz?

Temel ve Dursun ormanda kamp kurmuşlar. Birden çok şiddetli bir kükreme duymuşlar. Sesin geldiği yöne bakınca da bir arslanın üzerlerine doğru geldiğini görmüşler. Temel hemen spor ayakkabılarına sarılmış. Temel ayakkabılarını bağlarken, Dursun sormuş:

- Ula Temel ne bu telaş, arslandan daha hızlı koşabileceğini mi sanıyorsun?

Temel:

- Ula senden hızlı olsam yeter!...

Fıkra bu ya Polat Alemdar Irak görevinden sonra işleri bozulmuş. Maddi sıkıntıya girip bütün malını mülkünü satmış. Sonunda otobüslere binmeye başlamış. Günlerden bir gün, durakta otobüs beklerken bir teyze gelip Polat'a sormuş:

- Evladım bu otobüs en son nereye gidiyor?

Polat:

- Sonunu düşünen kahraman olamaz teyze... Bin gitsin!...

Adamın biri varını yoğunu oğlu için harcıyormuş. Oğul da ne bulursa har vurup harman savuruyormuş. Zaman içinde babanın elinde avucunda pek bir şey kalmamış. Para çevirilebilecek her şeyi satıp bir makina almış. Oğlunu makinanın başına götürmüş. Almış karşısına:

- Bak oğlum bu makina elimizde kalan son şey. Bunu da sen işleteceksin. Şimdi bak; makinenin bir tarafından ineği atıyorsun diğer taraftan sosis olarak çıkıyor. Makina hakkında devamını oku »