Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Birgün Ali öğretmenine sormuş:

- Öğretmenim yapmadığım bir şey için beni cezalandırır mısınız?

Öğretmen:

- Hayır, demiş.

Ali de:

- Ben ödevimi yapmadım, demiş...

Oy ver:
loading
4(56 oy)

Uzun süredir görüşmeyen Temel ile Dursun yolda karşılaşmışlar:

- Yahu, demiş Dursun. Bu ne hal? En az 20 kilo vermişsin. Nasıl başardın bunu?

Anlatmış sebebini Temel:

- Geçtiğimiz hafta doktora gittim. Bana bir ilaç verdi her akşam yatmadan önce bir tane bir tane yutmamı söyledi, demiş. Bende öyle yaptım. Her akşam uykuya dalar dalmaz müthiş güzel bir kadın geldi ve rüyamda sabaha kadar onunla seviştim, demiş. İşte zevkin doruklarında geçen bu bir haftadan sonra 23 kilo verdim.

Oy ver:
loading
2.5(4 oy)

Yaşlı bir amca bir gün sperm testi için doktora gitmiş. Doktor buna kavanoz vermiş: “Bunu doldur gel, testi yapalım!” demiş. Yaşlı amca ertesi gün gelmiş fakat kavanoz boşmuş. Doktor sormuş: “kavanoz niye boş” diye adam cevap vermiş:

- Doktor bey ben evde sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim olmadı, sonra karım sağ eliyle denedi olmadı, sol eliyle denedi olmadı, sonra ağzıyla denedi gene olmadı. Daha sonra bizim komşuyu çağırdık. Komşunun karısı geldi. O da önce sağ eliyle denedi olmadı, sonra sol eliyle denedi olmadı, sonra o da ağzıyla denedi gene olmadı…

Oy ver:
loading
2.5(3 oy)

Üç sinek birgün otele gitmişler. Resepsiyondan bir oda istemişler. Resepsiyon: "Oda kalmadı!" demiş. Sineklerin biri paspasın altına, diğeri ise lavabonun içine, ötekisi de tuvaletin içine girmiş. Sabahleyin hepsi biraraya toplanıp konuşuyorlarmış. Paspasın altına giren sinek:

- Hiç rahat edemedim! Gelen geçen üzerime bastı, demiş.

Lavabonun içindeki:

- Hiç rahat edemedim! Gece çok yağmur yağdı, demiş.

Tuvalete giren sinek ise:

- Hiç rahat edemedim! Gece hava bozdu; önce gök gürültüsü, sonra yağmur, sonra kar!...

Oy ver:
loading
4(41 oy)

Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu. Nihayet; "Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun" diye düşündü ve ilan etti:

- Pazar günü saat 10'da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.

Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı. Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu:

"Bakan yüzme bilmiyor!..."

Oy ver:
loading
3.5(21 oy)

Sayfalar