Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Ahmet Bey 97'sinde. Hüseyin Bey ise 92'sine erişmiş. Yıllardır dostlukları devam etmekte. Bir gün Ahmet Bey, Hüseyin Bey'in evinde yemeğe davet edilmiş. Dikkatini çekmiş, Huseyin Bey karısına hitap ederken; gülüm, hayatım, balım, tatlım, şekerim, sevgilim, ruhum... gibi laflar kulanıyor. Bir ara karısı mutfaktayken yine:

- Bir tanem, nerelerdesin, yemeğin soğuyacak! demiş.

Ahmet Bey dayanamamış:

- Yahu dikkat ediyorum, karına ne iltifatlı laflar ediyorsun. ballar, şekerler... Bunca seneden sonra olacak şey değil, bravo sana! demiş.

Oy ver:
loading
1(2 oy)

Agop ile Eleni evlenirler. Cicim ayları bittikten sonra Agop; eve gelip koltuğuna kurulur kurulmaz gazeteyi yüzüne çekip Eleni'yle hiç ilgilenmez olmuş. Günlerden bir gün Eleni Agop'tan ilgi beklentisi ile;

- Bre Agop! Mutfağın penceresi bozuldu... Yaparsın?

Agop, gazeteyi yüzünden indirmiş, gayet sinirli bir şekilde;

- İlahi Eleni, ben pencereci?

Ertesi gün Eleni yine ilgi görmek umuduyla;

- Bre Agop, mutfakın musluğu bozuldu yaparsın?

Agop;

- İlahi Eleni, ben muslukçi?

Bir sonraki gün;

Oy ver:
loading
4.5(6 oy)

Genç deve annesine sormuş:

- Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?

Anne cevap vermiş:

- Çölde kuma batmamak için.

Genç deve tekrar sormuş:

- Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür?

Anne tekrar cevap vermiş:

- Çölde kum fırtınalarında gözümüze kum kaçmasın diye.

Oy ver:
loading
4.5(8 oy)

Meclis Genel Kurul Salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı göstermiş ve fiyat istemiş. Birinci marangoz:

- 500 liraya olur bu iş, demiş. 200 lira malzeme, 200 lira işçilik, 100 lira da kâr.

Bürokrat ikinci marangoza dönmüş:

- Siz aynı işi kaça yaparsınız?

- 2.500 lira.

- Nasıl olur bu kadar fiyat farkı?

- 1.000 lira bana, 1.000 lira size, demiş ikinci marangoz. 500 lirayı da bu arkadaşa veririz kapıyı yapar.

İhale ikinci marangoza verilmiş.

Oy ver:
loading
4(7 oy)

Okuldan bir gözü mor olarak dönünce, annesi telaşlandı:

- Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?

- Hayır, düşmedim! Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!

Annesi yatıştırmaya çalıştı:

- Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın! Güzel güzel oynayın olmaz mı?

- Olur anneciğim, barışırız.

Ertesi gün, çocuk öteki gözü de morarmış olarak döndü. Annesi merakla sordu:

- Yine ne oldu?

- Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Sayfalar