Hikayeler

Hikaye; hayali ya da gerçek olayları konu edinen, okuyanda ya da dinleyende çeşitli duyduları tetikleyen, yazılı veya sözlü kısa anlatımlardır.

Sultan 4. Murat zamanında Habib Baba adında pek bilinmeyen bir Allah dostu yaşarmış. Yaşlı, fakir, gariban bir insanmış... Habib Baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda İstanbul'a gelmiş. Yolculuğunun tozunu, yorgunluğunu atmak için bir hamama gitmiş. Niyeti; şöyle iyice bir keselenip, paklanmak, bedeninin temizliğini de ruhunun temizliğine denk kılmakmış. Fakat gelin görün ki gittiği hamamı o gün Sultan 4. Murat'ın vezirleri kapatmışlar. Hamamcı Habib Baba’yı içeri sokmak istememiş. "Bugün" demiş, "Sultan 4. Murat'ın vezirleri hamamı kapattılar.

Oy ver:
loading
3.5(122 oy)

Bir zamanlar padişahın biri bir yalan yarışması düzenlenmesini emretti. Ülkenin her yerinden yalan yarışmasına katılanlar; padişahın huzuruna çıkıp inanılması güç, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir yalan söyleyeceklerdi. Padişah kimin yalanının gerçekleşmesinin mümkün olmadığına kanaat getirirse onu bir kese altınla ödüllendirecekti.

Ülkenin en usta yalancıları, en usta dolandırıcıları birer birer padişahın huzuruna çıkıp yalan söylemeye başladılar. İçlerinden biri çıkıp:

- Padişahım ben ta gökyüzüne uzanan bir merdiven kurdum! dedi.

Oy ver:
loading
3(205 oy)

Bugün satranç diye bildiğimiz oyunu kurgulayan bilgin, oyunu Pers Kralı’na sunduğunda çok memnun olan kral, “Dile benden, ne dilersen” demiş. Bilgin kendisine uzatılan hazine dairesinin anahtarını elinin tersiyle itip, kraldan satranç tahtasının sol alt köşesindeki kareye bir buğday tanesi koymasını ve sonra her kareye bir önceki karenin iki katı buğday tanesi koymasını ve bu şekilde 64. kareye kadar gitmesini istemiş. “Bana bu kadar buğday verseniz yeter.” demiş. Zenginliğinden gurur duyan kral, tebessümle, bilginin alçak gönüllülüğünü övüp, vezirine “Dileği, yerine getirin” diye emir vermiş.

Oy ver:
loading
4(132 oy)

Bir adamın on iki erkek evladı varmış. Yıllarca çalışmış, didinmiş evlatlarını yetiştirmiş. Evlatlarına iyiyi, doğruyu, güzel ahlakı aşılamaya çalışmış. Ne yazık ki oğlanlar sürekli birbirleriyle didişiyorlarmış. Elbette ki kimseye kalmayan dünya ona da kalmayacakmış. Baba hastalanıp ölüm döşeğine düşmüş. Evlatları, babalarının başından bir an olsun ayrılmıyor; bir ihtiyacı, arzusu olursa yerine getirmek için birbirleriyle yarışıyorlarmış. Ancak birbirleriyle didinmeden de duramıyorlarmış.

Oy ver:
loading
3(132 oy)

Çok samimi iki arkadaş vardı. Biri çok kurnaz ve atılgan; diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan, saf olanın yanına gidip işlerinin bozulduğunu söyleyerek ondan para istedi. Saf kahramanımızın kalbi de saf ve temiz olduğundan kırmadı can dostunu, verdi elinde avucunda ne varsa… Kurnaz arkadaş bu parayla islerini düzeltti. Bir süre geçmişti ki aradan kurnaz olan, saf arkadaşından; arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını istedi. Kızı çok beğendiğini ve onsuz yaşayamayacağını söyleyerek… Saf olan, nişanlısıyla konuştuktan sonra, onu da verdi çok sevdiği dostuna.

Oy ver:
loading
4(167 oy)

Sayfalar