Şövalyelerin gözüpek olduğu eski zamanlarda bu şövalyelerden biri Haçlı Seferlerine çıkacak... Yola çıkmadan önce kahyayı yanına çağırır:
- Haçlı Seferlerine katılacağım. Karımın bekaret kemeri anahtarını sana veriyorum. Sana güveniyorum. 10 yıl içinde dönmezsem anahtarı kullanabilirsin!
Şövalye baştan aşağı donanır, tozlu yollara revan olmadan önce dönüp son bir kez şatosuna bakar. Birden kahyanın, bağırarak nefes nefese şatodan
dışarı koştuğunu görür:
- Durun! Durun! Majesteleri. Yanlış anahtar vermişsiniz.
- Eminim sen bugünün ne olduğunu hatırlamıyorsun bile! dedi.
- Tabii hatırlıyorum! dedi adam.
Çıktı, gitti. Öğleye doğru kapı çalındı. Çicekçi çocuk harika bir kırmızı gül buketi bıraktı. Az sonra kapı tekrar çalındı, bu defa köşedeki pastahanenin çırağıydı gelen... Kocaman bir çikolata kutusu bıraktı gitti. Öğleden sonra gelen kutudan da, olağanüstü güzel bir elbise çıktı. Kadın kocasının dönmesini zor bekledi ve daha kapıda boynuna sarıldı. Hatırlamıyorsun hakkında devamını oku »