Kısa Fıkralar

- Doktor, nereye gidiyoruz?

- Morga!

- Ama ben daha ölmedim ki!...

- Olsun, biz de daha gelmedik zaten!...

Oy ver:
loading
3(2 oy)

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı  için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:

- Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Çok akıllı geçinirdi. Kapısında: "İkinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır!" yazılı tabela bulunan doktora gitti. Gülerek:

- Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mı beni? dedi.

Doktor da güldü:

- Tabii, hatırlamaz olur muyum?

- Eeee? Muayene etmeyecek misiniz? İlaç vermeyecek misiniz?

- Hayır gerekmez... Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin...

Oy ver:
loading
3.5(4 oy)

İki denizci oturmuş sohbet ediyorlar:

- Sana iki haberim var; biri iyi, diğeri kötü...

- Önce kötüsünü söyle…

- Biz seninle zamanımızın çoğunluğunu seferde geçirirken karılarımızın dostluğu çığrından çıktı, ikisi de lezbiyen oldu!

- Vay canına! Peki, iyi haberin nedir?

- Senden hoşlanıyorum!...

Oy ver:
loading
5(4 oy)

Eve geldiğinde burnu kanıyordu. Meraklanan annesine:

- Okula hokkabaz geldi. Burnumdan üç tane demir ellibinlik çıkardı, dedi.

- Ama hokkabaz göz aldatır! Burun kanatmaz ki!

- Zaten burnumu hokkabaz kanatmadı ki! Başka para kalıp kalmadığını kontrol eden arkadaşlarım kanattı...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Sayfalar