Kısa Fıkralar

Bir gün iki deli havuzun başında oturup çay içiyorlarmış. Delinin biri çayı için getirilen şekeri havuza amış ve havuzun suyundan bir yudum almış:

- Şeker attım ama tadı yok!

İkinci deli:

- Niye tadı olsun, karıştırmadın ki salak!...

Oy ver:
loading
4(16 oy)

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı  için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:

- Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Eve geldiğinde burnu kanıyordu. Meraklanan annesine:

- Okula hokkabaz geldi. Burnumdan üç tane demir ellibinlik çıkardı, dedi.

- Ama hokkabaz göz aldatır! Burun kanatmaz ki!

- Zaten burnumu hokkabaz kanatmadı ki! Başka para kalıp kalmadığını kontrol eden arkadaşlarım kanattı...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Çok akıllı geçinirdi. Kapısında: "İkinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır!" yazılı tabela bulunan doktora gitti. Gülerek:

- Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mı beni? dedi.

Doktor da güldü:

- Tabii, hatırlamaz olur muyum?

- Eeee? Muayene etmeyecek misiniz? İlaç vermeyecek misiniz?

- Hayır gerekmez... Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin...

Oy ver:
loading
3.5(4 oy)

Karı koca, evliliklerinin 40. yıldönümünde sert bir ağız dalaşına girerler. Adam der ki:

- Sen öldüğünde, mezar taşına şöyle yazdıracağım: "Burada benim karım yatıyor. Her zamanki gibi soğuk!"

"Yaa!..." demiş kadın:

- Sen öldüğün zaman da ben senin mezar taşına şöyle yazdıracağım: "Burada benim kocam yatıyor. Nihayet sertleşti!..."

Oy ver:
loading
0(0 oy)

Sayfalar