Kısa Fıkralar

Bir genç berbere gider ve koltuğa yerleşir. Beş dakika sonra kendisini traş etmekte olan gencin tam sarhoş olduğunu farkeder... İyi kalpli adamın yüzü her yandan başlar kanamaya. Çok çekingen olmasına rağmen, yavaşça der:

- Görüyor musun, insan çok içince neler oluyor?

Berber yanıt verir:

- Ben de size tam bunu söyleyecektim! Deriyi sertleştiriyor!...

Oy ver:
loading
3.5(11 oy)

Küçük Temel, okul dönüşü annesine:

- Pugün öğretmen bir soru sordi, pir tek pen pildum!

- Aferun penum aslan uşağum, sori neyidu?

- Pizum evun adresi...

Oy ver:
loading
5(3 oy)

Temel, kafasını ekmek fırınının kapısından içeri uzatıp:

- Uşağum, oradan bir ekmek vermeni rica edeyrum.

Fırıncı da Karadenizlidir:

- Ula parasini verecek misun?

Temel:

- Elbette vereceğum uşağum.

Fırıncı:

- Haçan parasini vereceksen ne diye rica edeyisun?

Oy ver:
loading
4(12 oy)

Antika eşya mağazasında müşteri satıcıya sordu:

- Bu kafatası gerçekten Kleopatra'ya mı ait?

Satıcı garanti verdi:

- Yemin ederim öyle!

Müşteri merakla tekrar sordu:

- Peki bu küçük kafatası kime ait?

- Bu da Kleopatra'nın çocukluk kafatası!...

Oy ver:
loading
1(2 oy)

Hasta, doktora derdini anlattı:

- Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım hiç çalışmak istemiyor.

- Şikayetiniz bunlar mı?

- Evet.

- Bunun adı, tembellik.

- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?

Oy ver:
loading
4(7 oy)

Sayfalar