Kısa Fıkralar

Bir gün Hoca eşeğe yüzü arkaya bakacak şekilde oturmuş.

- Hoca! demişler. Eşeğe ters biniyorsun!

Hoca:

- Hayır! demiş Hoca. Esasında ben doğru biniyorum, eşek ters yöne dönmüş!

Oy ver:
loading
4(28 oy)

Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş:

- Aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu.

Hoca istifini bozmadan

- Bana ne? demiş.

Arkadaşı:

- Ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin? demiş.

Hoca yine istifini bozmadan:

- O zaman sana ne? demiş.

Oy ver:
loading
4(14 oy)

Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış dolaşıyorlardı. Erkek ahtapot eğildi hafif bir sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı:

- Ne güzel bir gece değil mi sevgilim? Mehtap, yıldızlar, sen, ben... Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle; kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola dolaşıyoruz!...

Oy ver:
loading
4(7 oy)

Hasta, doktora derdini anlattı:

- Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım hiç çalışmak istemiyor.

- Şikayetiniz bunlar mı?

- Evet.

- Bunun adı, tembellik.

- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?

Oy ver:
loading
4(7 oy)

Temel "Karayolları Müdürlüğü"nde işe başlar. Şehirler arası bir yolda çizgileri çekmekle görevlendirilir. Verilen bir kutu boya ve fırça ile işe koyulur. Bir gün amiri gelip Temel'in günlük yaptığı işin yazılı olduğu çizelgeye bakar; "1. gün 500 metre, 2. gün 300 metre, 3. gün 150 metre, 4. Gün 100 metre". Amir:

- Temel, der. Gün gittikçe tembelleşiyorsun galiba?

Temel cevap verir:

- Haşa amirum. Elimden gelduğunce hızlı çalışayrum ama boya kutusundan iyuce uzaklaştum!...

Oy ver:
loading
4(73 oy)

Sayfalar