Genç bir şair, saçma sapan şiirlerini Victor Hugo’ ya okuduktan sonra:
- Üstad şiirlerimi nasıl buldunuz? diye sormuş...
Victor Hugo:
- Vezinsiz, kafiyesiz ve manasız bir şey yazmak istemiş ve buna muvaffak olmuşsunuz... Bravo doğrusu!...
Fatih Sultan Mehmet, çarşıyı teftiş ederken yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
- Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar mı para verir?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduklarını sorunca... Dilenci:
- İkimiz de Hz. Adem'in soyundan değil miyiz? demiş.
Fatih Sultan Mehmet:
- Bu keşfini sakın başkasına söyleme... Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, senin payına bu bir altın da düşmez!...
Abdülhak Hamit’in evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır. Yaşı geçmiş bir hanım, Abdülhak Hamit’e döner ve:
- Efendim, gönül kocamaz! der.
Abdülhak Hamit cevap verir:
- Kocamaz efendim ama kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez!
Öğretmen sınıfa girmiş:
- İçinizde müziğe yetenekli olanlar kimlerdir?
Dört öğrenci ayağa kalkmış. Öğretmen:
- Siz doğruca aşağı inin ve piyanonun taşınmasına yardım edin!
Öğretmen çocuğa sormuş:
- Oğlum elini pantolonunun sağ cebine attın ve 10 lira çıkarttın, sol cebinden de 5 lira çıktı. Senin şimdi neyin var?
"Öğretmen çocuğun 15 liram var" cevabını beklerken çocuk cevap vermiş:
- Herhalde üzerimde başka birinin pantalonu var öğretmenim!...