Bir fil bir karınca topluluğunun üstünden geçmiş. Karıncaların yarısı ölmüş, bazıları yaralanmış. Sağ kalanlardan biri üzgün üzgün file bakarken üstünde gezinen bir karınca görmüş ve:
- Ez onu ez, ez! diye bağırmış…
Dişhekimi, dişçi koltuğunda oturan hastasına:
- Bu diş çekimi için sizden iki misli daha ücret almak zorundayım hanımefendi.
- Neden, Doktor bey?
- O kadar yaygara yaptınız ki, bekleme odasındaki hastalarımdan ikisi çığlıklarınızı duyunca hemen kalkıp gittiler.
Temel kahvehaneye girmiş. Masalardan birinde oturan Dursun'a seslenmiş:
- Ula Tursin. Senin ineklerden pipo içen var miyudu?
Dursun:
- Ula uşağum hiç inek pipo içer mu?
Temel:
- Haçan uşağum o zaman senin ahır yanayi!...
Nasrettin hocaya birgün karısı sormuş:
- Akrabalardan kimlere görünürsem mahrem olur, kimlere görünürsem namahrem olur? diye...
Nasrettin hoca cevap vermiş;
- Bana görünme de kime görünürsen görün...
Emel bir bahçeye meyva çalmaya girer. Bahçe sahibini görür görmez aşağıya inmeye çalışır. Fakat yakalanır. Bahçe sahibi:
- Ne yapıyosun orada?
- Ot topluyorum!
- Ağaçta otun ne işi var?
- Ben de onun için iniyordum zaten!...