Kısa Fıkralar

Emrah kalktı, elinde bir listeyle bakkala gitti:

- Bakkal amca, dedi. Kilosu 525 liradan 7 kilo şeker, 630 liradan 11 kilo pirinç, 280 liradan 9 kilo un kaç lira eder?

- O senin dediğin fiyatlardan satmıyoruz pirinci, unu. Hem sen o kadar ağır yükü nasıl götüreceksin?

- Sen ağırlıklarına bakma amca, fiyatlarının toplamını söyle. Bu benim matematik ödevim!...

Oy ver:
loading
4(42 oy)

Bir gün öğretmen sınıfa sormuş:

- Biz hangi hayvanların sütünü içiyoruz?

Herkes keçi, koyun, inek demiş. Sıra küçük Zeynep'e gelmiş:

- Biz sütçünün sütünü içiyoruz ögretmenim! demiş.

Oy ver:
loading
4.5(8 oy)

Küçük kız, ev hayvanları satan dükkana girip sormuş:

- Afedeysiniz. Sizde minik tavşanlay bulunuy mu?

Dükkan sahibinin kalbi sıcacık akmış bu tatlılığa... Diz çökmüş, kızın yanağını okşarken, onun diliyle sormuş:

- Söyle bakalım... Minik beyaz tavşanlay mı isteysin, yoksa biyaz iyice siyah tavşanlay mı?...

"Fayk etmez!" demiş, küçük tatlı kız. "Pitonumun umuyunda olmaz, tavşanın yengi!..."

Oy ver:
loading
3.5(20 oy)

Temel ilk cinsel tecrübesini 50 yaşında, Fransa'da yaşamış. Tabii, bu heyecana dayanamayıp, hakkın rahmetine kavuşmuş. Temel'in yüzündeki gülümseme üç günde geçebilmiş fakat tabutu kapatmaları üç hafta sürmüş.

Oy ver:
loading
3(7 oy)

Nasreddin hoca ve hanımı gece uyuyormuşlar. Mevsim kış, hava da çok soğuk ortalık buz kesiyor. Gecenin bir yarısında birden bir gürültü patırtı ile uyanmışlar. Nasreddin Hoca:

- Hayırdır İnşallah! Ben bir bakıp geleyim! demiş.

Hava çok soğuk olduğundan yorganı da üzerine almış. Hoca bir müddet sonra yorgansız geri dönmüş. Karısı sormuş; "Ne oldu?" diye. Hoca gayet sakin:

- Yorgan gitti, kavga bitti!

Oy ver:
loading
4(9 oy)

Sayfalar