Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Biyoloji Öğretmeni, öğrencilerinden birisine sormuş. Çocuğum:

- Refleks haricinde insanların isteksiz olarak hareket eden şeyine ne denir?

Öğrenci:

- "Tik" denir hocam!

Öğretmen:

- Afferin çocuğum bildin. Senin adın nedir?

Öğrenci:

- Tüleyman öğretmenim!...

Oy ver:
loading
2.5(8 oy)

Öğretmen sınıfa geç gelen öğreciye sordu:

- Neden geç geldin oğlum?

- Bizim ineği damızlık boğaya götürdüm hocam!

Öğretmen biraz kızararak:

- O işi baban yapamazmıydı?

Çocuk gülerek:

- Belki yapabilirdi hocam ama bizim inek boğalardan daha çok hoşlanıyor!

Oy ver:
loading
4.5(4 oy)

Minik kız elinde karnesiyle evden içeri girmiş. Karnesini babasına göstermiş. Babası bir bakmış bastan aşağı pekiyi, bir iki tane de iyi var, ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş: "Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk fakat bir kusuru var, derste çok konuşuyor. Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var, en kısa zamanda siz velisiyle de paylaşmak istiyorum!" Baba bunun üzerine karneyi imzalamış ve öğretmenin görüşlerinin altına kendi de bir not düşmüş: "Lütfen paylaşalım! İşe yararsa, annesinde de aynı yöntemi uygularız!..."

Oy ver:
loading
4(39 oy)

Eve geldiğinde burnu kanıyordu. Meraklanan annesine:

- Okula hokkabaz geldi. Burnumdan üç tane demir ellibinlik çıkardı, dedi.

- Ama hokkabaz göz aldatır! Burun kanatmaz ki!

- Zaten burnumu hokkabaz kanatmadı ki! Başka para kalıp kalmadığını kontrol eden arkadaşlarım kanattı...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Yıl sonunda öğrenci, uzaktaki ailesine gönderdiği faksta şunları yazıyordu: "Babacığım okullar kapandı. Ögretmenler beni çok seviyorlar. İmtihanlara tekrar bekliyorlar!"

Oy ver:
loading
5(3 oy)

Sayfalar