Adaları hep sevmişimdir. Şimdiye kadar iki kere gidebilme fırsatım olmasına rağmen bir çok insan gibi bende de çok farklı bir yer edindi Büyükada. İlk gittiğimde lisebirdeki ikinci senemdi. 2007 yılındaydık. Uzun bir müddet sonra yani 2012'nin 17 Nisan günü tekrar adalara gitme kararı aldık arkadaşlarla... İlk gittiğimde okulla gittiğimiz için, alanlarımız kısıtlıydı ve gözetmen hocalar vardı. Ama son gittiğimizde daha bir özgür olduğumuz için araştırma fırsatımız sınırsızdı.

Oy ver:
loading
3.5(26 oy)

Herkese merhaba. Efendim aylardır hatta senelerdir bahsettiğim bu meşhur yeri bulmak üzere 23 Nisan 2014 günü üç kişi yola çıktık. Güzel bir vapur sefasının ardından adaya ayak basar basmaz araştırma hevesi ile tuttuk esrarengiz evin bilmediğimiz yolunu. Oradan girdik oradan çıktık o faytoncu senin bu seyyar satıcı benim sorduk soruşturduk sonunda esrarengiz evimizi bulduk. Bundan önce Aktüel Degisi 'nin 2010 senesinde çıkardığı sayıda Rum Yetimhanesi yazımda ki yorumlarda da bahsetmiştim ama o bilgileri tazelemek adına bizzat açıklamayı tekrar yazıyorum.

Oy ver:
loading
4(20 oy)

Keloğlan diyardan diyara seyahat ederken yol üstünde bir handa birkaç günlüğüne konaklamaya niyetlenmiş. Keloğlan'ın fazla parası olmayınca; hancı Keloğlan'a bir başkasıyla kalacağı bir oda göstermiş. Keloğlan bakmış odada bir ranza, gitmiş ranzanın alt katına yatmış. O gece birileri gelip ranzada yatanlara bakmışlar. "Bunlardan birini dövelim!" demişler. İçerlinden biri; "Altta yatanı dövelim!" demiş. Keloğlan'ı dövmüşler. Ertesi gece yine gelip, "Altta yatanı dövelim" deyip, Keloğlan'ı dövmüşler. Ertesi gece yine... Sonraki gece yine...

Oy ver:
loading
4(150 oy)

Baba ilkokulu başarıyla bitiren oğluna sormuş; "Ne hediye istersin?" diye…

Çocuk: - Kırmızı renkli pinpon topu isterim babacığım.

Baba: - Oğlum o ne?

Çocuk: - Söylemem!

Baba:  - Söylemezsen almam!

Çocuk: - Almazsan alma!

Oy ver:
loading
3.5(118 oy)

Bugün satranç diye bildiğimiz oyunu kurgulayan bilgin, oyunu Pers Kralı’na sunduğunda çok memnun olan kral, “Dile benden, ne dilersen” demiş. Bilgin kendisine uzatılan hazine dairesinin anahtarını elinin tersiyle itip, kraldan satranç tahtasının sol alt köşesindeki kareye bir buğday tanesi koymasını ve sonra her kareye bir önceki karenin iki katı buğday tanesi koymasını ve bu şekilde 64. kareye kadar gitmesini istemiş. “Bana bu kadar buğday verseniz yeter.” demiş. Zenginliğinden gurur duyan kral, tebessümle, bilginin alçak gönüllülüğünü övüp, vezirine “Dileği, yerine getirin” diye emir vermiş.

Oy ver:
loading
4(132 oy)

Sayfalar