parmak

Günün birinde vezir padişah ile samimiyetine güvenerek; padişahın neşeli bir zamanında sorar:

- Hünkarım, bildiğiniz üzere sürekli yanınızdayım ve her konuda size yardımda bulunmaktayım. Akıllıca düşünmek ve sorunlara çözüm bulma konusunda da sizden aşağı kalır yanım yok! Lakin siz padişahsınız ben ise vezirinizim. Aramızda ne fark var?

Oy ver:
loading
3(30 oy)

Temel bir gün doktora gitmiş. Doktor sormuş:

- Şikayetiniz nedir?

Temel anlatmaya başlamış:

- Toktor pey purnuma dokunayrum purnum ağrıyor. Karnıma dokunayrum karnım ağrıyor. Ayağıma dokunayrum ayağım ağrıyor. Haçan hastaluğum ne?

Doktor Temel'i kısa bir muayene edip açıklamış:

- Problem parmağınızda... Kırılmış!...

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Bir adam, arkadaşı ile yolda giderken elindeki çakısı ile parmağını kesti. Biraz
ötede sağlık ocağı vardı. Adam: "Ben şurada pansuman yaptırayım" dedi. İçeri girince karşısına iki kapı çıktı. Birinde "Hastalıklar"; ötekinde "Yaralar" yazılı idi "Yaralar" kapısından girdi. Yine önünde iki kapı vardı. Birinde "Et",
ötekinde "Kemik" yazıyordu. "Et" kapısından girdi. Yine iki kapı çıktı karşısına. Birinde "Önemli"; ötekinde "Önemsiz" yazıları vardı. "Önemsiz"
kapısından girince kendini sokakta buldu. Arkadaşı sordu:

- Nasıl iyi baktılar mı?

Oy ver:
loading
3(1 oy)

Uluslararası Cerrahlar Konferansı bittikten sonra bir Amerikalı, bir İngiliz, bir de Türk cerrah birlikte bir şeyler içmeye giderler. İngiliz başlar anlatmaya:

- Geçen gün bir iş kazası geçirmiş birini getirdiler. Adam presin içine sıkışmıştı. Sadece sol küçük parmağı vardı. Bizim elemanlarımız öyle iyi çalıştılar ki, önce parmağa bir el, sonra kol, sonra da vücut yaptılar. Adam taburcu olunca o kadar verimli bir işçi oldu ki onun yüzünden 5 işçi, işsiz kaldı.

Amerıkalı söz alır:

Oy ver:
loading
4.5(3 oy)