Karışık Fıkralar

Buradaki fıkralar mevcut sınıflardan birine dahil edilememiştir.

Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler. Bavullarını gösteriyorlar... Birden uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş; içinden de kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler. Yolcular fena halde şaşırmışlar. Nasıl şaşırmasınlar? Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda 3 noktalı bant, yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması, tasmanın ucunda da yol gösterici bir köpek. Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar.

Oy ver:
loading
4(7 oy)

Kayserili'nin biri trende gidiyormuş. Karşısına da bir İstanbullu oturmuş. Tabii bizim Kayserili sucuk, pastırma, ekmek takılıyor. Bir ara:

- Kardaş, sen de yir misin? diye sorunca...

İstanbullu:

- Yok sağol! Benim hemoroidim var, diye yanıtlar.

Kayserili de:

- Olsun önce pastırma ye sonra onu da yersin.

Oy ver:
loading
1.5(2 oy)

Delikanlı, kız arkadaşı ile malum işi yapacak yer ararlar ancak bulamazlar ve bir kamyonun altına girerler. Bir süre sonra delikanlının omzuna bir el dokunur bakar ki bir polis, hemen toparlanır ve polis sorar:

- Ne yapıyorsunuz bakayım siz burda?

(Delikanlı soğukkanlı olmaya çalışarak)

- Hiiç... der; kamyonu tamir ediyordum!

Polis:

- Bak oğlum, der. Bu cümle ile 3 hata birden yaptın. Birincisi; kamyon tamir edilirken yüz üstü değil, sırt üstü yatılır. İkincisi; alt taraf değil, üst taraf çıkartılır. Üçüncüsü; kamyon gideli yarım saat oluyor!...

Oy ver:
loading
1.5(2 oy)

Bir köyde imam namaz kıldırırken osurur ve çok utanır. Utancından köyü terk eder... Başka bir köyde imamlık yapmaya başlar. Bu köyde yaklaşık 15 sene imamlık yapar. Bir gün nasılsa beni unutmuşlardır deyip imamlık yaptığı eski köye gitmeye karar verir.

Köyün girişine geldiğinde bir çocuk görür. Çocuğa sen beni tanıyor musun diye sorar. Çocuk tanımıyorum der. İmam içinden iyi beni unutmuşlar der. Tam giderken iyi de acaba bu çocuk beni hatırlayacak yaşta mı ki, diye düşünüp çocuğa:

- Sen kaç yaşındasın? diye sorar.

Çocuk:

Oy ver:
loading
2.5(10 oy)

Bir konfeksiyon atölyesi 15-16 yaşlarında yetiştirilmek üzere, eleman arıyordu... Selim Bey de kızının böyle bir işe başlamasını istiyordu. Kızını konfeksiyon atölyesine götürdü. Patronla görüşmek istediğini söyledi. Selim Bey’in kızı çok güzel ve etine dolgundu... Selim Bey, atölyenin patronuna:

- Kızımın burada çalışmasını istiyorum! Eti benim kemiği senin, dedi.

Patron:

- Tamam olur, dedi. Ancak, bir şartla... Eti benim, kemiği senin olacak!...

Oy ver:
loading
1.5(2 oy)

Sayfalar