üniversite

Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, utangaç bir tavırla rektör'ün bürosundan içeri girdiler. Tam bu sırada sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti... Öyle ya, bunlar gibi ne idüğü belirsiz taşralıların Harvard gibi üniversitede ne işleri olabilirdi?

Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi. İşte bu imkansızdı... Rektörün o gün onlara ayıracak bir saniyesi bile yoktu. Yaşlı kadın, çekingen bir tavırla; "Bekleriz" diye mırıldandı... Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gideceklerdi. Sekreter sesini çıkarmadan masasına döndü. Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi...

Oy ver:
loading
3.5(30 oy)

Bir toprak ağası oğlunu üniversiteye göndermişti. Sene sonunda oğlu köyüne dönünce, merakla sordu baba:

- Oğlum kaçıncı oldun?

- İkinci, dedi delikanlı.

- Yazık emeklerime. Ben seni oraya birinci olasın diye göndermiştim.

İkinci yıl delikanlı çok daha fazla çalışır ve bu sefer gerçekten birinci olarak döner. Sonucu babasına söyleyince adam aksi aksi başını salladı ve hayıflanarak:

- Sen birinci oldun ha? Yazık!... Demek o üniversite de üniversitelikten çıktı ha!...

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Dört üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar. Okula gidince hocaya otobüsün lastiğinin patladığını söylerler. Hoca inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onlara ayrı bir sınav yapar. Hoca dört öğrenciyi boş salonun köşelerine yerleştirir. 100 üzerinden 50 puan alan sınavı geçecektir. Öğrenciler çabucak ön sayfadaki 10 puanlık 4 tane basit matematik sorusunu çözerler. Sınav kağıdını çevirdiklerinde ise 60 puanlık tek bir soru vardır: "Otobüsün hangi lastiği patladı?"

Oy ver:
loading
4(41 oy)

Bir gün köy ahalisi, köy kahvesinde bir yandan haberleri izliyorlarmış; bir yandanda pişpirik çeviriyorarmış. Mustafa Ağabey, televizyonda Ecevit'i görmüş ve demiş ki:

- Ulan, başbakan oldu yüzümüze bakmıyor. Eskiden böylemiydi be! Etrafımda dolanırdı! Hey be... Zaman ne çabuk geçiyor!

Tabii kahvedekiler merakla sormuşlar:

- Mustafa Ağabey, sen nereden tanıyorsun başbakanı yahu?

Mustafa Ağabey istifini bozmadan cevap vermiş:

- Ulan üniversite yıllarında ağabeylik ettim ona! Az ekmeğimi yemedi! Gel gör ki şimdi bizi unutmuş baksana!

Oy ver:
loading
3.5(24 oy)

Yaşlıca, bir hanıma bir türlü teşhis konulamıyor. Kadıncağız yirmi sekiz gündür Üniversite hastanesinde yatmakta ve hiç bir sonuç yok. Belki dikkatinizi çekmiştir, üniversite hastahanelerinde garip bir hiyerarşi vardır. Profesörler başta, arkasında Doçentler, sonrasında baş asistanlar ve bir iki parlak öğrenci üçgen düzende vizitlere nerdeyse uçarak giderler. Yine böyle bir gün ve tüm kadro hastanın başında. Profesör sorar: "Radyolojik tetkikler?". Hemen filmler ışıklı panoya yerleştirilir. Sert ve kararlı bir ses:"EKG?". Derhal hocanın önüne serilir. "Eforlusu?" O da hemen açılır hocanın önüne. "Laboratuvar tetkikleri?". Her şey önceden hazırlanmıştır.

Oy ver:
loading
3(2 oy)

Sayfalar