Karışık Fıkralar

Buradaki fıkralar mevcut sınıflardan birine dahil edilememiştir.

Fatih Sultan Mehmet, çarşıyı teftiş ederken yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:

- Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar mı para verir?

Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduklarını sorunca... Dilenci:

- İkimiz de Hz. Adem'in soyundan değil miyiz? demiş.

Fatih Sultan Mehmet:

- Bu keşfini sakın başkasına söyleme... Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, senin payına bu bir altın da düşmez!...

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Gariban bir köylü şehre inmiş. Dolaşırken, içerisi görünen cam duvarlı bir ofisin içinde; karşılıklı oturmuş konuşan iki kişi görmüş. İçerde bu iki kişi, bir masa ve üç dört koltuktan başka hiçbir şey yokmuş. Köylü; mağazalarla dolu caddede bulunan bu ofisin ne olduğunu merak etmiş. İçeri girip sormuş:

- Selamünaleyküm ağalar. Kusura kalmayın. Ben ağrı dışardan gördüm de merak ettim; acaba burada ne satıyorsunuz?

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Film ekibi, çölün kızgın güneşi altında çekim yapmaya çalışmaktadır. Zorlu şartlar altında çalışırlarken, sete gizemli ihtiyar bir kızılderili gelir ve yönetmenin karşısına dikilip; "Yağmur... Yarın!" der. Tüm set ekibi şaşkındır ama hiç kimse böyle bir havada yağmur yağmayacağını düşünmektedir.

Oy ver:
loading
3.5(15 oy)

Zamanının ünlü güftekârlarından Tamburî Osman Nihat Bey çapkınlığı ile pek meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu bir gün Kızılay'a doğru yürürken hemen önü sıra çok güzel, endâmlı, alımlı bir bayanın yürüdüğünü fark etmiş. Osman Nihat Bey bayanın yanına yaklaşıp, başlamış kur yapmaya:

- Aman ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin inceliğine bakın... Ya saçların omuzlara dökülüşü...

Kadın omuzunun üzerinden arkasına şöyle bir bakıp, kafasını çevirmiş... Ve sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey kadının peşini bırakmamış. Dil dökmeye devam etmiş:

Oy ver:
loading
3.5(17 oy)

Bir gün yeni açılan eczaneye bir adan gelmiş ve sormuş:

- Tavuk var mı?

Eczacı da:

- Yok efendim! demiş.

Adam ertesi gün yine gelmiş... Ondan sonraki gün de... Ondan sonraki gün de... Bir gün eczacı dayanamamış:

- Efendim burası eczane burada tavuk bulunmaz, diye çıkışmış.

Adam da altta kalmamış:

- E kardeşim madem tavuk yok; vitrine yaz o zaman tavuk yok diye! demiş.

Oy ver:
loading
3(8 oy)

Sayfalar