Çok eskilerde Türkiye'de yaşayan vatandaşımız, uzun seneler yurt dışında kaldıktan sonra bir arkadaşıyla konuşuyormuş. Konu açılınca arkadaşına "Türk siyaseti ve siyasetçileri hakkında" bir soru sormuş:

- Eskiden çok karizmatik bir adam vardı. İsmi Ecevit'ti. Ha bir de çok klasik bir politikacı vardı... Demirel. Şimdi ne oldu onlara neler yapıyorlar?

Arkadaşı cevaplamış:

- İkisi de duruyor... İkisi de başımızda hala... Yanlız bitakım değişiklikler oldu... Ecevit'in karizmatikliği gitti "tik"i kaldı... Demirel'in ise klasikliği gitti "s...k"i kaldı...

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Hasta, doktora derdini anlattı:

- Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım hiç çalışmak istemiyor.

- Şikayetiniz bunlar mı?

- Evet.

- Bunun adı, tembellik.

- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?

Oy ver:
loading
4(7 oy)

Öğretmen dalgın gözlerle sınıfı süzdü, sonra birden seslendi:

- Hey, sen arkadaki delikanlı... Sen... Kalk eğildiğin yerden... Ezbere anlat ev ödevini.

- Ben mi? Bilmiyorum ki!

- İnanılacak şey değil. Peki, ne yaptın dün akşam sen?

- Hiç arkadaşlarla meyhaneye gidip, önce bir kadeh içki içtim. Sonra da kahvede tavla oynadık...

- Ne? Utanmadan bir de söylüyorsun bunu ha? Peki ne diye geldin sen buraya?

- Ben mi? Bozuk kaloriferleri tamire geldim... Ben kaloriferciyim!...

Oy ver:
loading
5(4 oy)

Delinin birisi hastaneden taburcu olacakmış. Son muayene için başhekim gelir. Deliye sorar:

- Elin nerede?

Deli gösterir.

- Bacağın nerede?

Deli yine gösterir.

- Burnun nerde?

Deli yine gösterir.

Baş hekim doktorlara: "Bırakın!" emrini verir ve çıkar. Hekim çıktıktan sonra deli göbeğini gösterir ve:

- Bende bu kafa varken tabi salıverirsiniz, der.

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Okuldan bir gözü mor olarak dönünce, annesi telaşlandı:

- Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?

- Hayır, düşmedim! Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!

Annesi yatıştırmaya çalıştı:

- Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın! Güzel güzel oynayın olmaz mı?

- Olur anneciğim, barışırız.

Ertesi gün, çocuk öteki gözü de morarmış olarak döndü. Annesi merakla sordu:

- Yine ne oldu?

- Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Sayfalar