kral

Kralın biri halkın gerçek düşüncelerini öğrenmek için kılık kıyafetini, degiştirip çarşıda dolaşıyordu. Derken bir bara girdi içkiyi fazla kaçırınca, kıyafet değiştirdiğini unutup, anlatmaya başladı:

- Siz ne sanıyorsunuz? Ben kralım, kral... Koca sarayım var benim... Tacımı bir görseniz... İstersem hepinizi...

Derken, garson gelmiş ve kralın önündeki içki şişesini almış:

- Yeter be arkadaşım, daha iki kadehte krallığını ilan ettin. Bir tane daha içersen, ya İsa olacaksın, ya da Tanrı!...

Oy ver:
loading
5(1 oy)

Bir gün arslan ile boğa bara gitmişler. İki tek attıktan sonra, arslan müsade istemiş. Boğa bununla dalga geçmiş:

- Koskoca arslansın, ormanlar kralısın. Bu saatte eve mi gidilir? Kılıbık mısın yoksa?

Aslan kükremiş:

- Eee... Beni evde bir arslan bekliyor oğlum, demiş. Seninki gibi bir inek değil!...

Oy ver:
loading
4.5(9 oy)

Aslan, kurt ve tilki ava çıkarlar. Bir geyik, bir koyun ve bir de horoz avlarlar. Aslan, kurda:

- Şimdi bunları adaletle paylaştırıp sohbetimize tat ver, der.

Kurt:

- Ey cihân şahı, avcıların sultanı!.. Bundan kolay ne vardır... Geyik sizin, koyun benim, horoz da şu zavallı tilkinindir.

Aslan, gök gürlemesini andıran bir sesle kükrer. Bir pençe darbesiyle kurdu, kan revan içinde yere serer. Tilkiye dönüp:

- Tez sen paylaştır, der.

Tilki:

Oy ver:
loading
4(9 oy)

Amerikalılar yeni bir uçak geliştirmiş. Suudi kralı uçaklardan sipariş vemeye karar vermiş ama önce bir deneme istemiş. Amerikalılar Suudi Arabistan'a uçaklarından bir adet getirip Arap pilota teslim etmişler.

Arap pilot uçağa binip havalandırmış. Bir süre uçtuktan sonra gösterinin bir parçası olarak; uçağın dört motorundan biri patlamış. Uçağın gösterge ekranında bir yazı belirmiş:

"Don't panic! This is Amerikan technology!" (Panik yapmayın! Bu Amerikan teknolojisidir!)

Oy ver:
loading
4(30 oy)

Ariane, kıyılarında dalgaların kudurduğu, Naksos adasında yaşıyordu... Aşktan nasibini alamamış kederli kız Ariane, sevgilisi Theseus tarafından terkedilmişti. Bu acıyla ağlayıp sızlıyor, Theseus'a beddualar ediyordu.

Bazen kıyıda kumlar üzerine uzanıyor, kumları gözyaşları ile ıslatıyordu. Bazen de denize hakim yüksek bir kayaya çıkıyor ve Theseus'u götüren mavi geminin uzaklarda kayboluşunu tahayyül ederek, ayrılık gününü içi yanarak anıyor ve bağırıyordu:

Oy ver:
loading
4(39 oy)

Sayfalar